30 Aralık 2022 Cuma
Kimse memnun olsun diye yazmıyorum
Birileri kızsın diye de yazmıyorum.
Yanlışları, gördüklerimi yazıyorum.
Belki bir yanlış düzelir, diye uğraşıyorum.
***
Kimse konuşmuyor
Kimse yazmıyor.
Şu memleketin derdi sadece bizim sırtımızda mı olmalı?
Sadece biz mi sorun etmeliyiz?
“Böyle gelmiş, böyle gider” mi diyelim.
Düzene ayak mı uyduralım!
Sizce biz gerçek anlamda gazetecilik, radyo haberciliği yapabiliyor muyuz!
Kaygısız, dilediğimiz gibi!
***
Derdimiz bu kent; derdimiz daha yaşanabilir Mersin.
Bunu bile anlatmaya çalışırken zorlanıyoruz.
Tam 26 yıldır Radyo Ülkü de ben Serkan Tultak konuşur ve yazarım.
Her pazartesi günü kent gündemini çok yakından takip eden Gazeteci Hediye Eroğlu…
Salı günleri, spor, iş dünyası ve gündemi iyi bilen Volkan Toslak…
Çarşamba günleri, hem bir esnaf hem işletme mezunu bir iş adamı hem de sokağın nabzını çok iyi yorumlayan Bektaş Adıgüzel…
Perşembe günü, bu kentin hafızası, bilir kişisi, en büyük hobisi resmi gazete okumak olan Araştırmacı – Yazar Abdullah Ayan…
Cuma günleri de siyasetin içinden gelen biri ama aslında o bir asker; Jandarma. Vatanın her karış toprağında görev yapmış, bu ülke insanını çok iyi tanıyan Gazeteci – Yazar Ufuk Cavlı….
Hiç bilmediğiniz ama büyük emekler var bu işte, bu yayında.
Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Gilik…
Genel Müdür Durdane Gilik…
Hiç kolay değil, bu yayınların size ulaşması.
***
Yok konuşan Mersin’de…
Yok böyle bir kadro ile her gün bir şey anlatmaya çalışan.
Yok bir Yerel Gündem daha bu kentte; olamaz da!
Derdimiz alkış beklemek değil…
Derdimiz Mersin.
Serkan TULTAK30.12.2022 serkantultak@gmail.com
Narenciye Festivalinin, bu kadar kalabalığı bir araya getirebilen tek organizasyon olduğunu söylemiştim. Yine bu festivalin devam etmesi gerekliliğini vurgulamış, doğruları alkışlamış, yanlışları eleştirmiştim. Ancak başarı sadece kalabalıkları bir alana toplamak değildir.
Bu festival kentte bir hava yakalayamadı. Sadece kalabalıklara bakarak başarı hikayesi yazarsak, çok şey söyleyebiliriz. Ama kalabalığın içine girip, birde şikayetleri ve eleştirileri dinlemek lazım. Mersin’e bu festival çok yakışıyor ama her sene aynı şeyler. Öncelikle tam bir kargaşa, yine düzensizlik vardı. Çarşı esnafı yine isyandaydı. Üretici zaten yok. Oteller festival için rezervasyon almadı. Festival alanı dışında kentte hiçbir şey yoktu. Ama taa Adana’da yapılan festival bile Mersin esnafına fayda sağlarken, otellere insanlar gelirken, alışveriş yaparken nasıl olur da Mersin’deki bir festival kentte yayılmaz, fayda sağlamaz! Burada bir terslik yok mu? * Bu ulusal medya aşkınızı da anlamak mümkün değil. Elbette gelecekler; yazacaklar, anlatacaklar. Ama bırakın da biraz gönüllü olsunlar; biraz istesinler. Öteki türlü herkes yazar, konuşur.
Günlerce konuk et, 5 yıldızlı otellerde yatır; ağırla; oh ne ala, beleş dünya! Bende olsam, bende gelirim. Eh bir iki kelam eder, bir iki kelime de yazarım. Öte yandan yerel basını hiçe sayıyorsunuz. Trilyonluk bütçe ile yapılan bu festivalden radyolara KDV Dahil 500 TL, haber sitelerine 1.000 TL ayrılması sadece ayıp değil, hakarettir; yok saymaktır. Bu arada, bir radyo istasyonu, 1,5 – 2 Milyon TL iken, bir haber sitesi sadece ve sadece 300-500 TL’dir. Kıyaslamanız ve bütçelendirmeniz bile yanlış! Yerel gazetelere zaten hiç vermediniz. Onları da haber siteleri üzerinden, aynı bütçe ile geçiştirdiniz. Biz beş kuruş para almadan da bu festivale çok fazla katkı sunduk; destek verdik. Bilen bilir. Mesele para olsa, bu katkıları sunmazdık. Yine olsa, yine yaparız. Ama yanlışları da artık görmeniz lazım. Haksızlık yapıyor, ayrım yapıyor, üstelik bunu da kendi paranızla değil, kamu kaynakları ile yapıyorsunuz. * Festival ısrarla figürlere, sahil bandına sıkıştırılıyor.
Katkı veren belediyeler var ama ilçelerin hepsi yok. Düzenlenen kortej bile çok kötüydü. Ama yine alana bakıp, 300 Bin kişi geldi haberleri yapmak kolay. Şikayetleri duyan, gören yok. Birde konser yaptık mı, daha ne olsun! Şehir dışından kaç bin kişi geldi? Kaç bin kişi otellerde kaldı? Kaç bin kişi şehri gezdi ve alışveriş yaptı? Biz anca ağır konuklar davet edip, onları mutlu edelim. Para harcayan değil, para kazanan festivaller yapılmadığı sürece eleştiriler sürecektir. Birde bu yaptığımız festival değil, tam anlamı ile bir panayırdır.
Serkan TULTAK 18.11.2022 serkantultak@gmail.com
Pandeminin etkilerinden kurtulamayan esnaf, halk, öğrenci, ev hanımı, işçi şimdi de yüksek gelen faturalarla baş etmeye çalışıyor.
Artan maliyetler, düşen işler esnafı çaresiz bırakırken tam da bu konuda destek bekliyorlar.
Hani diyeceksiniz, “Kimin ihtiyacı yok ki”
Evet, herkes ihtiyaç sahibi…
Herkes az veya çok destek bekliyor.
Hep aynı kişiler, aynı aileler yardım alıyor.
Artık bu yardım olayının değişmesi lazım.
Bir kişi, bir aile onlarca yıl yardım alamaz, almamalı.
Bu zamanda herkes destek bekliyor.
Belediyeler gücü nispetinde, ulaşabildiği kadar yardım yapıyor.
Yetmiyor; yetmesi zaten beklenemez.
Her gün binlerce yeni başvuru var.
Günlerce gerçek ihtiyaç olup olmadığı kontrol ediliyor.
Buna rağmen, gerek belediyelerin gerek diğer kurumların verdikleri yardımlar tartışılıyor.
“Kiminin katları, kiminin altınları, kiminin arabası var” deniliyor.
Kimi de “sırf yardım almak için kayıt dışı çalışıyor” deniliyor.
Bu ortamda herkes destek bekliyor.
Onun için destek değil, indirim…
Hayat pahalılığı değil, rahat bir yaşam hakkı istiyoruz.
Serkan TULTAK
02.02.2022 serkantultak@gmail.com
Bir seçime doğru gidiyoruz, demiştim.
Buraya gelinceye kadar çok şey yaşadık.
Yanlışlar ve doğrular bizi buraya getirdi.
İktidarı ve muhalefeti ile tüm bunları yaşadık.
Şimdi yanlışlara ve doğrulara bakıp bir yol çizeceğiz.
Ülkede ekonomik kriz varken pandemi üstüne geldi.
İnsanlar açlık sınırı altında yaşıyor.
Hayat çok pahalı.
Asgari ücret, emekli maaşı yetmiyor
Vekillerin ballı kaymaklı maaşları var; onlar bile geçinemiyor.
Henüz çözüm yok.
Siyasiler halktan koptular.
Beklentiler karşılanmıyor.
Destekler bana verilmiyor.
Benimde ihtiyacım var.
Benimde zorlandığım yerler var.
Ama hep aynı kişiler yardım ve destek alıyor.
Bu tabana yayılamadı.
Pandemi son darbe oldu, tüm dünyaya ve bize.
Ne kapanmayı becerebildik ne de açılmayı başarabildik.
İnsanları aşı olmaya bile ikna edemedik.
Aşı olmak istemeyenlerin tutumu her şeyi çıkmaza soktu.
Sürekli başa dönüyoruz.
Açıklamalar, destekler kimseyi tatmin etmedi.
Kurallar, kısıtlamalar, kapanmalar çok tartışıldı.
İnsanlar ikna olmadı.
İflaslar arttı, kapananlar geri dönemedi.
Sorunlar yumağı büyüyor.
Genç işsizler artıyor, tek bir işte çalışanlar da geçinemiyor.
Sadece hayatta kalmaya çalışan bir toplum haline geldik.
Bu ortamda seçime doğru gidiyoruz.
Kararsızlar artıyor.
Hükümetin yanlışları varsa, muhalefetinde sorunları var.
Serkan TULTAK
26.01.2022 serkantultak@gmail.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.