Zeytinlikleri yok edecek olan düzenlemeler çeşitli aralıklarla hep gündeme getirildi. Halkın, tarımla ilgili
örgütlerin tepkileri nedeniyle de 7 defa geri çekilen düzenlemeler bu sefer de maden yönetmeliği ile yeniden
gündeme getirilmektedir.
1 Mart tarihinde yayınlanan Resmi Gazetede yapılan düzenleme ile Maden Yönetmeliğinin 115 inci
maddesine, “elektrik ihtiyacını karşılamak” bahanesiyle 4. fıkra eklenmiştir. Yapılan düzenleme ile “madencilik
faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi durumunda madencilik faaliyeti
yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde, sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla,
Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti
yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici
tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir” denilmektedir.
Dünya genelinde iki yıldır etkili olan pandemi ve yanı başımızda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile gündeme
gelen tarımsal üretim ve gıda güvencesi konuları tarım alanlarının korunması ve tarımsal üretimin ve dolayısıyla
da kendine yeter gıdanın güvence altına alınmasının önemini bir kez daha göstermiştir. Diğer yandan ağır
etkilerini küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak yaşadığımız kuraklık, seller vb doğal afetler olarak
yaşadığımız iklim ve gıda krizine yol açan etkileri nedeniyle fosil yakıt tüketiminin azaltılması tartışılırken
zeytinlik alanların talana açılması kabul edilemez.
Geçtiğimiz Kasımda, İklim konferansına giderken “Paris İklim anlaşmasını” imzalayan AKP hükümeti,
madencilik faaliyetleri için zeytinlikleri talana ve tahribe açan bu düzenlemeyle küresel ısınma ve iklim
değişikliğine karşı mücadele kapsamında önlem almak, karbon emisyonunu artıran fosil yakıt tüketimini
azaltmak bir yana artıracağını ilan etmiştir.
Erdoğan iktidarı da her sermaye iktidarı gibi insanlığın geleceğini değil başta enerji olmak üzere
tekellerin çıkarlarını korumaktadır. Açılan maden sahalarıyla ülke tarımı bitirilirken enerji şirketlerinin
bacalarından çıkan gaz ve tozla kamu denilen halk zehirlenirken şirketlerin kasaları dolmaktadır. Yönetmelik
gerekçesinde “kamu yararı” diyerek perdelemeye çalışılan kamunun değil, tekellerin yararıdır.
“Zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınması ve madencilik faaliyetleri
bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirmeyi taahhüt etme” şartının da bir anlamı yoktur. Soma’da 6
bin zeytin ağacını keserek maden sahası açan şirket buna en bariz örnektir ve açtığı maden çukurlarını kapatıp
rehabilite eden şirket de neredeyse yok denecek kadar azdır. Çünkü rehabilite, filtre, iş güvenliği gibi
uygulamalar patronlar için maliyet hesabıdır ve onlar maliyeti artıracak hiçbir uygulamayı razı gelmezler. Çünkü
onlar için kâr işçilerin can güvenliği, halk sağlığı, ekolojinin korunmasından daha önemlidir.
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun; zeytinlik alanların
daraltılamayacağını belirterek, zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işleme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir
tesise izin verilemez demektedir. Başta zeytinlikler olmak üzere tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim Anayasa
ve kanunlarla korunurken anayasa ve yasalara aykırı bu düzenleme kabul edilemez. Yönetmelik değişikliği
anayasaya ve yasalara aykırıdır, iptal edilmelidir.
Daha öncekileri iptal ettirdik. Birleşerek bu yönetmeliği de iptal ettireceğiz. Başta üretici köylüler olmak
üzere işçi, emekçi halkımızı birleşerek suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Sedat BAŞKAVAK
EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı
SON 20 YILDAKİ YATIRIM TUTARI 38 MİLYAR TL’Yİ AŞTI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.