Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Şahsıma genel başkanlık görevini bir kez daha emanet ve tevdi etmelerinden dolayı aziz dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum” dedi.
MHP 14. Olağan Büyük Kurultayı’nda tek aday gösterilen Devlet Bahçeli, bin 295 delegenin oyunun tamamını alarak yeniden genel başkanlığa seçildi. Bahçeli 11. kez MHP Genel Başkanı oldu. Bahçeli kurultay sonrası bir teşekkür mesajı yayımlayarak, şu ifadelere yer verdi:
“14’üncü Olağan Büyük Kurultayımızı 55 yıllık mazimize yakışan bir olgunluk, muhteşem bir katılım, göğüs kabartan bir heyecan, emsalsiz bir sağduyu, hayranlık uyandıran bir vakarla gerçekleştirilmiştir. Şahsıma genel başkanlık görevini bir kez daha emanet ve tevdi etmelerinden dolayı aziz dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu mübarek Ramazan ayında Allah’tan niyazım her dava arkadaşımın bahtını ve yolunu açık etmesidir. İlk günkü azim ve sadakatle bir elimde üç hilalli sancak, diğer elimde albayrak, dilimde dua, yanımda dava arkadaşlarım, arkamda şehitlerimizin hatıraları, gönlümde vatan ve millet sevgisi eşliğinde davamızın ve partimizin yükselişine sonuna kadar hizmet edeceğim. Ne mutlu bizlere ki, kurultayımız şölen havasında ve imrenilecek demokratik bir ortamda yapılmıştır. Türk milliyetçilerinin demokrasiye bağlılığı çok güçlü şekilde teyit edilmiştir. Kurultayımızda kaybeden yoktur, tam tersine kazanan Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir, tüm dava ve gönül insanlarımızdır.”
MHP Lideri Bahçeli’nin teşekkür mesajının tamamı şu şekilde:
14’üncü Olağan Büyük Kurultayımızı 55 yıllık mazimize yakışan bir olgunluk, muhteşem bir katılım, göğüs kabartan bir heyecan, emsalsiz bir sağduyu, hayranlık uyandıran bir vakarla gerçekleştirilmiştir.
Şahsıma Genel Başkanlık görevini bir kez daha emanet ve tevdi etmelerinden dolayı aziz dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Bu mübarek Ramazan ayında Allah’tan niyazım her dava arkadaşımın bahtını ve yolunu açık etmesidir.
İlk günkü azim ve sadakatle bir elimde üç hilalli sancak, diğer elimde albayrak, dilimde dua, yanımda dava arkadaşlarım, arkamda şehitlerimizin hatıraları, gönlümde vatan ve millet sevgisi eşliğinde davamızın ve partimizin yükselişine sonuna kadar hizmet edeceğim.
Ne mutlu bizlere ki, kurultayımız şölen havasında ve imrenilecek demokratik bir ortamda yapılmıştır.
Türk milliyetçilerinin demokrasiye bağlılığı çok güçlü şekilde teyit edilmiştir.
Kurultayımızda kaybeden yoktur, tam tersine kazanan Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir, tüm dava ve gönül insanlarımızdır.
Biriz, diriyiz, kardeşiz, ülküdaşız, hep birlikte Kızılelma’nın izinde, İ’la-yi Kelimetullah davasının peşindeyiz.
Bilinmelidir ki, “Ülke İçin Var Olduk, Bir Ülküye Yar Olduk.”
“Ülkümüz Ömür Boyu, Candan Öte”dir.
Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi pek çok ayrılık ve bölünme yaşamıştır.
Yola çıktıklarımız ilerleyen zamanlarda yoldan çıkmış, hafif bir sallantıda yolunu değiştirmiş, çıkarlarının istasyonunda yeni yol arkadaşları bulmuşlardır.
Her seferinde, tıpkı bir anka kuşu gibi partimiz küllerinden yeniden doğmasını bilmiştir.
Güçten ve gözden düşeceğimizi, zayıflayıp marjinalleşeceğimizi zanneden gafiller sayısız defa sukutu hayale uğramışlardır.
Davasını omuzlamak yerine, davanın omuzlarına basıp kendilerini ve nefislerini yükseltmeye niyetlenen bedhahlar mahcup olmuşlar, başları önünde aramızdan ayrılıp gitmişlerdir.
14’üncü Olağan Büyük Kurultayımız münasebetiyle diyorum ki, davamız ve partimiz insanla kaimdir, ancak o insan ki, fazilet, fehime, feragat ve fedakarlık timsalidir.
Ben diyen, ortak akla, ülkü ve hedef birliğine, tek ses ve tek yürek halinde ilerleyişe özüyle kefil olamayanlar kurumuş yapraktan farksızdır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nde hizip yoktur, adamın adamı yoktur, dar kadroculuk yapan yoktur, dedikodu şantiyesi işleten yoktur, fitne tezgahı açan yoktur, nitekim olmasına da asla ama asla göz yumulmayacak, izin verilmeyecektir.
O devirler geride kalmıştır.
Eski çamlar bardak olmuştur.
Gidenler gitmiştir, geride kalan imanlı ve ülkücü yüreklerle, davamızın ahlak ve onurundan, dava arkadaşlığının şan ve şerefinden kesinlikle ödün verilmeyecektir.
Türkiye gibi, Milliyetçi-Ülkücü Hareket de kurşun gibi ağır günlerden geçerek bugünlere gelmiştir.
Türk milliyetçileri, vatanı ve milleti için hiçbir hesap yapmadan canını bile seve seve veren bir ruhun ve inancın temsilcisi olmuşlardır.
Bugün dönüp arkamıza baktığımızda yaşanan acıları, katlanılan zorlukları hatırlamamak mümkün değildir.
Yüce Allah’tan en büyük dileğim, bu ülke ve milletin yürek yaralayan durumlarla bir daha karşı karşıya kalmamasıdır.
Bizler, geçmişte yaşananların her açıdan paha biçilmez birer tecrübe olduğunun farkındayız.
Tarihi bir davanın bugünkü mensupları olarak, emaneti en güzel şekilde koruyup geleceğe taşımak asli vazifemizdir.
Özellikle ifade etmek isterim ki, bu can bu tende durduğu müddetçe, davamızın hisarlarına konmaya çalışan baykuşlara, yarasalara, akbabalara müsaade etmeyeceğim.
Önce ülkem ve milletim demekten asla vazgeçmeyeceğim.
Haklı ve haysiyetli mücadelemizi inançla sürdüreceğim.
Hep birlikte, Türk ve Türkiye sevdamızdan en ufak sapma göstermeyeceğiz.
İlkeli, dürüst, temiz ve pirüpak duruşumuzla milletimizin çarpan kalbi, duyan kulağı, hisseden vicdanı, haykıran nefesi olacağız.
Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu üyeliğine yapılan çok sayıda müracaat memnuiyet vericidir ve partimizin gücüne güç katmıştır.
14’üncü Olağan Büyük Kurultayımız, açılış konuşmamda da değindim üzere, yeni yüzyılın ilk kurultayıdır.
Bu nedenle hem şevkimiz hem de sorumluluğumuz elbette büyüktür.
14 gün sonra yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın başarısı için tüm imkan ve irademizle çalışacağız.
Merkezi yönetimle uyumlu yerel yönetimlerin demokratik tecellisi Türk ve Türkiye Yüzyılının gücüne güç katacaktır.
Türk Devri’nde zillete yer yoktur.
Türk Devri’nde emperyalizme yakasını kaptıran işbirlikçi muhalefet anlayışına fırsat yoktur.
Türk Devri’nde, DEM’lenenlerin esamisi okunmayacaktır.
Türk ve Türkiye Yüzyılının mimarı Cumhur İttifakı’dır.
Türk Devri’nin koçbaşı da büyük Türk milletidir.
Kalbi Türk milleti için atan,
Gönlü aziz şehitlerimizle yanan,
Ve kucaklaşmak için tek bilek olan ülküdaşlarımla övünüyorum.
Türkiye sevdalısı Milliyetçi Hareket Partisi mensupları;
Türklüğün var oluş beyanıdır.
Makus talihli ülkemin aydınlık yüzleri, milletin övünç nişanlarıdır.
Bu nedenle gözler hep üzerimizdedir.
Suskun muyuz, yoksa vakur mu?
Uyuyor muyuz, yoksa uyanık mı?
Tarttıkları budur, sorguladıkları bunlardır.
Geride bıraktığımız yüzyılın başında millî kurtuluş mücadelesi verenler bizim ceddimizdir.
Bugün de ihtiyacımız olan inanç ile yüksek karakterin torunlarında yaşamaya devam ettiğine inanıyorum.
Aynı şuur ve heyecanla tarihî, sosyal, kültürel, potansiyel dinamiklerimizi harekete geçirerek Türkiye’yi ayağa kaldıracağınızdan eminim.
Şayet aziz milletimizi kapı kapı gezerek uyarabilirsek,
Yaklaşan tehdidin anlaşılmasına yardımcı olabilirsek,
Milli ve manevi değerlerimizi çıkış noktası olarak sunabilirsek, çağları aşarak gelen Orhun Anıtı’na nüfuz eden üslupla ifade etmek isterim ki,
“Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk milletinin ilini, töresini kim bozabilir?“
Biliyor ve inanıyorum ki, dava arkadaşlarım;
Tertemiz Türk ailelerinden feyz alarak karanlık içinde bir güneş gibi parlayan meşaledir.
Teslim olmaz ve eğilmez başın temsilcileridir.
Yabancılaşmaya karşı milli duruşun, başkalaşmaya karşı öze dönüşün abideleridir.
Kimlik ve kişilik bunalımının tırmandığı günümüzde Türk ve İslam değerlerinin alemdarlarıdır.
Küresel güçlerin biçtiği kefeni bir kez daha yırtarak, yazılan senaryoları aşacak, engelleri yıkacak cesur bozkurtlardır.
Ancak bu kutlu yolculuk ve sonunda ulaşılacak başarı mukadder bir son ve kendiliğinden gelecek bir hedef değildir.
Yapacağımız daha çok iş vardır.
Çünkü merhum Taşer’in dediği gibi “biz çadırımızı sırtlanların yolu üstünde kurmuşuz.”
Kucakladığım emanetin onuruyla bütün dava arkadaşlarımın gözlerinden öpüyorum.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket var oldukça millette korku olmayacaktır.
Biz büyük bir aileyiz.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
Biz Cumhur İttifakı’yız.
Biz büyük Türk milletiyiz.
Bu vesile ile 14’üncü Olağan Büyük Kurultayımıza katılan herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Bütün misafirlerimize,
İradenin gerçek sahibi aziz dava arkadaşlarıma,
Fedakârca çalışan medya mensuplarımıza,
Kurultayın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, gösterdikleri ilgiden, verdikleri katkı ve destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi sevdalılarına daha nice büyük kurultayları aynı heyecan ve coşkuyla gerçekleştirmelerini temenni ediyorum.
Kurultay sonuçların kutlu davamıza, partimize, demokrasimize, milletimize hayırlar getirmesini diliyor; Merkez Yönetim Kurulu ile Merkez Disiplin Kurulu’na seçilen arkadaşlarımı kutluyor, Ramazan ayımız mübarek olsun diyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle her kardeşimi Cenab-ı Allah’a emanet ediyor, saygılarımla selamlıyorum.
“Ülke İçin Var Olduk, Bir Ülküye Yar Olduk.”
“Ülkümüz Ömür Boyu, Candan Öte”dir.
Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun.
Ne Mutlu Türküm diyene.